2019 yılının en ürkütücü olaylarından biri Yeni Zelanda da yaşanan cami katliamıydı. Katliamı yaşanan birçok katliamdan farklı kılan yanı caninin her anı sosyal medyadan canlı paylaşmasıydı. Aslında yalnızca bu da değil, paylaşılan canlı yayın görüntüleri tamamen bir internet oyunu tasarımındaydı.
Caninin doğum tarihine bakıldığı zamansa, tamamen internet oyunlarıyla büyümüş bir genç olduğu anlaşılıyor. İşte ebeveynlerin durup düşünmesi gereken konu tam olarak ta bu tehlike.
Maalesef ki günümüz çocukları için en büyük tehdit dijital oyunlar. Bu oyunlar, yaşı ve gelişimi gereği hayali arkadaşlara, kahramanlara bağlanan, kendine rol model arayıp bu modeli taklide çalışan çocuklarımız için çok çekiciler. Özgüvenleri gelişim aşamasında olan, babasıyla bilek güreşinde bile yenilgiyi kabullenemeyen çocuklarımız bu oyunlarla da güç savaşına girmeye başlıyor. Oyunlar ise bol bol kazandırarak çocuğu daha fazla kendi dünyasına çekiveriyor.
Peki, çocuk kazanmak için ne mi yapıyor?
Öldürüyor, öldürüyor, öldürüyor.
Öldürdükçe başarıyor, kazanıyor. Ekranda ki görüntüler beynine kazınıyor. Yetişkinlerin bakmaya cesaret edemediği görüntüler çocuklar için normalleşiyor.
Normalleştirmek ve alıştırmak ise eğitimin büyük anahtarı.
Henüz anaokulu çağında ki çocuklarımızın oynadığı, büyük bir heyecanla birbirlerine anlattıkları bu oyunlar bizi bir kez daha düşünmeye teşvik etti. Farkında olmadan çocuklarımızın yüreklerinin katılaşmasına fırsatlar sunuyor olabilir miyiz?
Şeyma Demircan NAMAZCI
